+

PSİKOLOG

EĞİTİM KADROMUZ BİLİM KURULUMUZ EğitimEğitimSTEM-MAKER ATÖLYESİYABANCI DİL EĞİTİMİTÜRKİYE’DE BİR İLK ISO 9001:2015 (KYS) VE HİJYEN VE SANİTASYON BELGELERİNE SAHİP TEK OKULREHBERLİKPROFİL ANALİZ TESTİ (PAT)ANAOKULUİLKOKULORTAOKULANADOLU LİSESİFEN LİSESİPSİKOLOGGELİŞİM AKADEMİSİÇOCUK DOKTORUYENİ NESİL DERSLERÇİFT DİLLİ EĞİTİMEğitim

ÇOCUK VE OYUN

Oyun, çocuğun hayatının her yerinde var olan ve her zaman ihtiyaç duyduğu çok önemli bir aktivitesidir. Bebeklik döneminden yetişkinliğe tüm hayatımız boyunca oyuna ihtiyaç duyarız. Değişen tek şey oyunların biçimleri, özellikleri ve oyuncak seçimleri olur.

Oyun, sağlıklı bir çocuk gelişiminin ayrılmaz bir parçasıdır diyebiliriz. Oyun oynamak, ebeveynler tarafından yalnızca eğlence kaynağı olarak bilinse de, çocukların yaşamında beslenme ve nefes alıp verme kadar önemli bir gereksinimdir. Ebeveynler olarak çocukların bu gereksinimlerini karşılamanız gerekmektedir. Çocuklara ne oynayacaklarını veya nasıl oynayacaklarını öğretmemize gerek yoktur. Çünkü oyun, onlar için doğuştan kazanılan doğal bir yetenektir. Çocuklar her zaman keyifle, istekle ve gönüllülükle oyun oynarlar.

Oyun, çocukların fiziksel, zihinsel, sosyal, duygusal ve dil gelişimlerine katkı sağlamada en etkili yöntemdir. Oyun oynarken çocuk koşar, zıplar, tırmanır, yani hareket eder. Bu sayede fiziksel gelişimi desteklemiş olur. Çocuklar oyun oynarken yeni kelimeler keşfederler, bu kelimeleri nerede ve nasıl kullanmaları gerektiğini öğrenirler. Oyun sırasında üzüntü, mutluluk, heyecan gibi birçok duyguyu aynı anda yaşarlar. Duygularını keşfedip, ifade etmeyi, diğer çocukların duygularını nasıl yaşadıklarını gözlemleyip, deneyimlemiş olurlar. Çocuklar oyun yolu ile sosyalleşirler. Arkadaşları ile birlikte oyun oynarken kurallara uymayı, diğerlerine saygı duymayı, kendini ifade etmeyi ve grup içerisinde hareket etmeyi öğrenir. Örneğin; rekabet gerektiren oyunlarda kaybetmeyi öğrenir. Sırasını beklemeyi, sabretmeyi öğrenir. Oyun aynı zamanda, çocukların ilgi ve yeteneklerini keşfetmelerine fırsat verir. Oyunda çocuk küçük dünyasının provasını yapar. Anne, baba, öğretmen, doktor olur. Birçok mesleki rolü deneyimler, bu sayede yaşamlarında kendilerini bekleyen rollere hazırlanmış olur.

Çocuklar oyun yoluyla iletişim kurarlar. Oyuncaklar onların kelimeleri, oyun ise dilidir. Çocuklar yetişkinler gibi kendilerini sözcüklerle ifade etmekte zorlanırlar. Henüz sözel ifade becerileri tam olarak gelişmemiştir. Bu sebeple, en rahat oldukları yerde, yani oyunda duygularını ve düşüncelerini net bir şekilde ifade ederler. İç dünyalarını oyuna yansıtırlar. Yetişkinler olarak çocukların duygularını anlamak ve onlara ulaşmak için oyunlarına dahil olmalıyız. Bizler çocukların seviyesine inerek, hiçbir yönlendirme yapmadan serbestçe oynamalarına izin vererek, duygu, davranışlarını ve tecrübelerini yansıtmalarına izin vermeliyiz. Oyun, iyileştiricidir. Çocuğun yaşadığı güçlüklerle baş etmesine yardım eder, isteklerini yerine getirmesine fırsat verir. Örneğin; kardeş kıskançlığı yaşayan bir çocuk bebek kardeşini simgeleyen oyuncağına zarar verir. Gerçek hayatta korktuğu bir hayvanı kumun altına gizler, canavara ateş eder. Kendi seçtiği yol ile adım adım onların üstesinden gelir. Oyun, çocukların en temel haklarıdır. Ebeveyn olarak çocuklarınızın sağlıklı ve mutlu büyümeleri için onlara bol bol oynamaları için fırsat vermelisiniz. Çocukların ruh sağlığını korumak ve gelişimlerine katkı sağlamak için en etkili yöntemdir. Her gün kendinize şu soruyu sormalısınız “Çocuklarım bugün yeteri kadar oynadı mı?” Unutmamalıyız ki, oyun, çocuğun en rahat olduğu yer, en keyif aldığı aktivite ve en doğal iletişim aracıdır.

Uzm. Klinik Psikolog
Zeliha YÜKSEL

FOTO GALERİ

Paylaş :